”Şu anda Sayın İmamoğlu’nun başına gelen bu diplomayı iptal kararı gerçekten kendisiyle ilgili beklentisi olan, ülkenin geleceğiyle ilgili beklentisi olan insanlarda adeta bir şok etkisi yarattı. Bu gerçekten milliyetçi demokratlar, muhafazakâr demokratlar, Kürt demokratlar, sosyal demokratlar kısacası ülkenin bütün demokratlarını aşırı derecede üzen bir sürecin içinden geçtik. Bu süreç özellikle de biz demokrat hukukçuları ciddi anlamda yıprattı. Neden? Biz neyin nasıl olması gerektiğini, teknik anlamda nasıl kararlar verilmesi gerektiğini bilen hukukçular olarak bu yaşanan süreç bizi adeta şok ediyor. Sanki bitmeyen bir kabus içerisindeyiz gibi bir algı içerisindeyim ben. Ben daha önce ülkenin birçok yerinde hakimlik yaptım. İki ay kadar önce de avukatlık ruhsatını aldım. Ruhsat aldığım gün bir konuşma yapmıştım. Türkiye’de hiç kimsenin hukuki güvenliğinin olmadığı, herkesin başına her an her şeyin gelebileceğini gösteren son derece garip bir sürecin içinden geçiyoruz demiştim. Bunu demiştim ama inanın bu kadarını ben beklemiyorum.
Sayın İmamoğlu’nun diplomasının iptali görüşüldüğü sırada Sayın İmamoğlu’nun şöyle bir açıklaması vardı. ‘30 Temmuz 1990 tarihli Milliyet gazetesinde bir ilan yayınlandı. Ben o ilandaki koşullara baktım ve koşullara uyduğumu gördüm. Ve belgeleri toplayıp başvurdum.’ Ben bu ilan nedir, içeriği nedir diye bir araştırma yapmaya başladım. Günümüz teknoloji dönemi. Dijital ortamda artık her türlü evrak yaratılıp oluşturulabiliyor. Daha sağlam olması adına 30 Temmuz 1990 tarihli Milliyet gazetesinin aslına ulaşma çabası içerisine girdim ve Türkiye’nin dört tarafındaki sahaflarda araştırma yapıp 30 Temmuz 1990 tarihli Milliyet gazetesine ulaştım.