Köyde büyüdüm ve ailem tarafından ilgi görmedim. ailem her zaman bir erkek çocuğu bekliyordu. Beşinci kız çocuğu olduğum için herkes ağladı. Babam iki gün boyunca eve dönmedi. Kakıla büyüdüm. İlkokuldan sonra ne okula ne de hocaya gönderildiler. Evde her zaman hırgür ve dayak var. Yaz aylarında bahçede tarlada çalışırken, kış aylarında halı dokurduk. Babam benden büyük ablalarımı evlendirmedi. Bizim köyde başlık parası yok ama adeti olsa hiç durmaz evlendirirdi. Akşama kadar kızlar çalışır, babam parayı alır ve kahvede tavla oynarlardı. Yol yapım çalışmalarında köyümüzde çalışan bir çocuğu sevdim. Babası hayatta olmayan iki kızkardeşi, evlenmiş annesi ile birlikte yaşadı. Dört ablam varken evlenmek imkansızdı. O’nun annesi de zaten beni istemiyordu. Kaçmaya karar verdik ve kaçınmaya karar verdik. Ben on beş, eşim on yedi yaşındaydı. Evlilik, şehirde ablasının evinde gerçekleşti. Eşimin köyüne bir hafta sonra döndük. Bu köye asla benzemiyordu. Bu köyde başlık parası varmış gibi görünüyordu. Başta istemese de bu durumdan hoşlandı ve bu nedenle ücretsiz bir gelin sahibi oldu. Kaynanam kabul etti. Kaynanamın yanında yaşamaya başladım. Babam bana evlatlık vermek istemedi. Senelerce, kaynanam katiyen’in elini öpmek için uğraşmasına rağmen bunu başaramadı. Annem ve kızkardeşlerimle iletişim kuruyorum ama baba evine giremem. Kaynana, kızıma, “Bundan sonra sen benim kızımsın ve senin annen de bunu böyle bilir” dedi.katı bir otoriter yapıya sahipti. Evde kuralları o koydu ve herkesin onlara uyması gerekiyordu. Eşim annesinin sözlerinden hiç çıkmadı. Yazın eşim genellikle çalışmaya gidiyor ve ben Kaynanamla aylarca yalnız kalıyordum. Giderken anamın lafından çıkmamı sıkı sıkı tembih ediyordu ve bu beni şaşırttı.
Evlendikten sonra her şeyi biliyordum ama hiçbir şey bilmiyordum. Babam her zaman dışarıda yer içer ve evde durmaz. Acıktığında ekmeğin arasına çökelerek, peynir veya reçel gibi her şeyi yerdi. Ablalarımla gece geç saatlere kadar radyoyu açar halı dokur, öğlene kadar yatardık. Annem genellikle evde durmaz, bu komşu senin bu komşu benim etrafında dolaşırdı. Ev işlerini üstünkörü ablalarım yarım saatte bitirdikten sonra yine halıya otururduk. Ev işi yapmak benim için hiçbir şey değildi. Bir hafta sonra kaynanam, kızım bak bu saatte kalkılmaz dedi. Ev enerjisini kaybeder. Sabah namazı kılıp işleri kuşluk vaktine kadar bitirip birde kuşluk namazı kılınsa ne güzel olurdu, dedi. Anne, ben namaz kılmayı bilmiyorum. Bana öğreteceğim dedi. Her sabah erken kalkıp en geç onbire kadar bitiriyorduk. Bu köyde hiç kimse halı dokumazdı. Ev gereksinimleri kadar ekip dikiyorduk çünkü bahçede çok fazla bağ yoktu.
Her iş vaktinde yapılmazsa kaynanam gerçekten çıldırttı. Örneğin, yemek yendi ve bulaşıklar hemen yıkanacak vb. İlk başlarda bu benim için çok zordu. Kavga ettik ama bunu oğluna yansıtmıyordu. Daha sonra onun rutinine alıştım. Her şeyi kısa bir sürede öğrendim. Her şey aslında eşgüdümlü olarak yürütülüyordu, ancak kendisi işin ağırlığını üstlendi.
Seksenli yıllarda, örneğin, çamaşır makinesi yoktu ve insanlar birer leğende çamaşır yıkardı. Büyük çamaşırları kendi yıkardı ve bana ufak çamaşırları verirdi. Bayan çok dindardı. Bana namaz kıl demezdi ama önemini vurguladı. Yalan söylemez, boş konuşmaz, haksızlık yapmazdı. Helal harama büyük önem verirdi. İki çocuğum var. Hamileliğim çok zordu. Bu süre boyunca mutfağa hiç girmedi. Çocukların bakımında büyük fayda sağladı.
Eşim askerden geldikten sonra şehirde sabit bir iş buldu. Hepimiz şehire yerleştik. Kaynanam beni hemen Kur’an kursuna kaydetti. Beni iki küçük çocuğa bakmak için kursa gönderdi. Kuran okumayı öğrendim. Namazlarda okunan sureleri ezberledim. Namaza başlamasıyla ne kadar mutlu oldu. Daha sonra halk eğitimi için dikiş nakış eğitimi aldı. Mesleğim benim elime geçti. O zamanlar hazır giyim yoktu ve dikiş çok önemliydi. Aile bütçesi, kendi dikişimiz sayesinde önemli ölçüde iyileşti.
Her şey iyi giderken eşime bir şeyler oldu. Eve geç gelirler, içkili gelirler ve tartışmaya girerler. Beni sürekli olarak aşağılamaya başladı ve bu da beni rahatsız etmeye başladı. Görünüşe göre yollu bir kadın buldu ve niyeti beni boşayıp onu elde etmekmiş. Önümde kaynanam bir dağ gibi durdu. Bu genç kız sana güvenip ailesini bırakıp geldi ve iki çocuğu sana verdi. Böyle bir şeyi nasıl yaparsın?